Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nin güneydoğusunda yer alan Niğde ili, Orta Toroslar içinde konumlanmıştır. Şehrin toprakları genelde bozkır şeklindedir. Başta elma yetiştiriciliği olmak üzere Niğde ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Bağcılık son yıllarda giderek artarken, maden rezervleri de oldukça fazladır. Ayrıca bölgede, kaplıca turizmi de oldukça ilgi görmektedir. Merkez ilçesi de dahil olmak üzere toplam 6 adet ilçesi bulunmaktadır. Niğde’nin kuzeyinde 123km’de Aksaray ve 82km’de Nevşehir, güneyinde 198km’de Mersin, güneydoğusunda 205km’de Adana, güneybatısında 242km’de Konya illeri ile çevrilidir. İstanbul’a olan mesafesi 797km olan Niğde, İzmir’e 786km uzaklıkta, Antalya’ya ise 544km uzaklıktadır.
Niğde’nin konumu ülkemizin dört bir yanından karayolu ulaşımını mümkün kılmaktadır. Devlet yollarının geçiş güzergahında yer alan şehre birçok bölgeden seyahat firmalarına ait otobüs seferleri yapılmaktadır. Niğde Otobüs Terminali şehir merkezindedir. Terminal hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için Niğde Otobüs Firmaları sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Uçakla seyahat ermeyi tercih edenler için Niğde’ye en yakın havalimanı 94km mesafedeki Kapadokya Havalimanıdır. Nevşehir sınırları içerisinde bulunan havalimanından Niğde’ye servis ve ulaşım araçları bulunmaktadır.
Niğde şehir merkezinde bulunan tren garı Anadolu’nun en eski demiryolu ağı üzerindedir. Erciyes Ekspresi ile Kayseri-Adana yönüne, Ankara-Adana Arası Çukurova Mavi Tren ile ulaşım sağlanabilmektedir.
Niğde ve çevresinin tarihi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. MÖ.3000 yıllarında bölgeye Hititlerin egemen olduğu, daha sonra, Asurlar, Frigler, Kapadokya Krallığı, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok medeniyetin hüküm sürdüğü bilinmektedir. Aktaş Köyü’ndeki Andaval Kilisesinde bulunan Hitit Hiyerogliflerinde şehrin adı “Nahita” olarak geçmektedir. Bu adın Anadolu’da yaşayan halkın inanışlarına göre, ay ve bereket tanrıçası olan “Anahita”ya ithafen verildiği düşünülmektedir. Zaman içerisinde bu topraklara hakim olan medeniyetler değiştikçe şehrin adı da, Nahida, Nikide, Nikte ve Nigde şeklinde değişmiştir. Milli Mücadele döneminde Konya vilayetine bağlı olan Niğde, Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yılında il statüsü kazanmıştır.
Eski Niğde denilen bölgede Alaaddin Tepesine kurulmuş olan tarihi kale, konum olarak şehir merkezindedir. MÖ.8.yy’da Selçuklu Sultanı tarafından inşa edildiği düşünülen kalenin, yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Kalenin duvarlarının altında Bizans döneminden ve Araplardan kalma kalıntılara rastlanmıştır. 1740 yılında Osmanlı Sadrazamlarından İshak Paşa tarafından onarılmış olan tarihi yapı, moloz ve kesme taşlar kullanılarak inşa edilmiş olup, çevresinde 3 surla çevrilidir. Günümüze kadar ulaşmış olan iç kale kısmı ile sonradan burçlardan biri üzerinde inşa edilmiş saat kulesi, Niğde Kalesinin ilgi çeken kısımlarındandır.
Şehir merkezinde bulunan müzede, Paleolitik çağdan başlayarak yıllar boyu Niğde ve çevresinde yerleşim kurmuş uygarlıkların izlerine rastlanmaktadır. 1957 yılından bu yana hizmet vermekte olan Niğde Müzesi zamanla yenilenmiş ve genişletilmiştir. Altı ayrı salonda hizmet veren müze içerisinde, Neolotik Çağ eserleri, Eski Tunç Çağı eserleri, Hitit Salonu, Hellenistik eserler, Roma ve Bizans Salonları, Mumyaların ve Sikkelerin sergilendiği bölümlerle Etnografik eserler bölümü bulunmaktadır. Hitit Uygarlıklarından olan Nahita Krallığına ait “Hitit Fırtına Tanrısı” müzenin en önemli eserlerinden biridir.
Niğde il merkezine 9km mesafede bulunan Gümüşler Beldesinde, Kapadokya Bölgesi kabul edilen alan içerisindeki, en iyi şekilde korunmuş ve en büyük manastırlarından birisi olan Gümüşler Manastırı bulunmaktadır. Bizans Dönemine ait olduğu tahmin edilen görkemli yapının yapılış tarihi tam olarak bilinmemektedir. Kapalı haç planında inşa edilmiş olan manastır üç apsislidir. Başta, Meryem Ana’nın dünyada gülümsediği tasvir edilmiş olan ilk freski olmak üzere çeşitli motifler ve freskler dikkat çekicidir. İsa’nın doğumu, melekler, havariler ve Meryem Ana tasvirleri gibi yapıldığı dönemin özelliklerini yansıtan süslemeleri ile Gümüşler Manastırı, Niğde ziyaretinizde görmeniz gereken eserler arasındadır.
Niğde Kalesine yakın konumda olan tarihi cami adını aldığı Alaaddin Tepesinde kurulmuştur. 1223 senesinde Sancakbey Ziynettin Beşare tarafından Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat adına yaptırılmıştır. Niğde ilinin simgesi olan tarihi cami, dikdörtgen planlı olup, özellikle taş işçiliği ile Selçuklu dönem mimarisinin en güzel örneklerinden birisidir. Caminin kendine has özelliklerinden birisi de , uygun ışığın gelmesi halinde taç giymiş bir kız siluetinin belirmesidir. Ayrıca kapısındaki taşların oyularak yapılmış süslemeleri ve çıkıntılarının gölgelerinde oluşan şekiller ve görüntüler oldukça ilgi çekicidir.
Niğde şehir merkezine 24km uzaklıktaki Roma Havuzu, Roma Döneminden günümüze kadar ulaşmış olan, yapıldığı döneme ait en iyi örneklerden biridir. MS.2.yy’da Hadrian ve Trojan zamanlarında inşa edildiği tahmin edilmekte olan Roma Havuzu, o dönemlerde Kleopatra’nın süt banyosu yaptığı güzellik havuzu olma özelliği taşımaktadır. Mermer ve kesme taşlar kullanılarak dikdörtgen planlı inşa edilmiştir. Havuzun kaynayan suyunun, kemerler vasıtasıyla Tyana Antik Kentine ulaşması tasarlanmıştır. 1960 yılında kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılmış olan eserin çevresinde, başka arkeolojik kalıntılara da rastlanmış olup, o eserlerde çıkarılarak Niğde Müzesine teslim edilmiştir.
Niğde’nin Bor ilçesinin Kemerhisar kasabasında bulunan Tyana Ören Yeri ve Su Kemerleri Romalılardan kalma önemli antik eserlerdendir. Roma Döneminde Güney Kapadokya Krallığı’nın başkenti olan Tyana kenti, en görkemli yıllarını yaşamıştır. Tapınaklar, saraylar, su kemerleri yapılan kent o dönemde en gelişmiş yerleşim yerlerinden biri haline gelmiştir. Halen kazı çalışmalarının devam ettiği bölge, 1.-2. ve 3. derece arkeolojik sit alanları kategorisinde koruma altına alınmıştır. Kazı çalışmalarında çıkarılan eserler Niğde Müzesinde sergilenmektedir.
Niğde şehir merkezine 70km uzaklıkta bulunan Göllüdağ Ören Yeri, MÖ.7.yy’dan kalma Genç Hitit Dönemi şehridir. Adını Göllüdağ’ın zirvesinde bulunan krater gölünden almıştır. Etrafı surlarla çevrili olarak inşa edilmiş kentin iç kısmında bulunan saray ve mabed kalıntılarının etrafında da ikinci bir sur yapısı dikkati çekmektedir. İki sur arasında bulunan simetrik yapılar oldukça etkileyicidir. Şehrin inşası tamamlanmadan önce terk edildiği, yapıların ve işlemelerin yarım kalmasından anlaşılmaktadır. 1933 senesindeki kazı çalışmalarında elde edilen “Kapı Aslanı” Kayseri Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Niğde ili Çamdarlı ilçesi üzerinden gidilen Aladağlar Milli Parkı, Anadolu’nun en güzel seyahat noktalarından birisidir. Rengarenk bitki örtüsü, çiçekleri, gölleri, şelaleleri, yaban hayatı ve diğer doğal güzellikleri ile çok sayıda kişinin ziyaret ettiği Aladağlar, 1995 yılından bu yana Milli Parklar statüsünde koruma altına alınmıştır. Yaklaşık 55.000 hektarlık geniş bir alana sahip olan milli parkta, kampçılık, olta balıkçılığı, dağcılık, tırmanma sporları gibi doğa aktiviteleri için de uygun ortamlar mevcuttur. Emli Vadisinden başlayarak, Sokullupınar ve Yedigöller’i içine alan rotaya sahip yürüyüş parkuru oldukça popülerdir. Ayrıca Demirkazık Dağı zirvesi muhteşem gün doğumu ve gün batımı manzaraları ile tırmanışçıların oldukça ilgisini çekmektedir. Aladağlar Milli Parkı içerisinde konaklama ve dinlenme tesisleri ile bungalovlar ve restoranlar bulunmaktadır.
Niğde tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında şifalı suları ile de termal turizmde ülkemizin önemli merkezlerinden biridir. Şehir merkezine 80km uzaklıktaki Çiftehan Kaplıcaları ve Narlı Göl Kaplıcaları şifalı suları içmeleri ve banyoları ile birçok rahatsızlığın tedavisine destek olmaktadır. Narlı Göl 67derece sıcaklığı olan ve kükürt, kalsiyum, bikarbonat ve sodyumca zengin kaynak suları ile ünlüdür. Çiftehan ise berrak ve renksiz özellikteki sodyum , kalsiyum ve sülfatlı suları ile hizmet vermektedir.
Niğde gerek coğrafi konumu gerekse zengin kültürlü geçmişi bakımından oldukça zengin ve çeşitli bir yöresel mutfağa sahiptir. Bölgede yetişen sebzelerden yapılan yemeklerden tutun, et yemeklerine ve tatlılara kadar Niğde mutfağı ziyaretçilerini en güzel şekilde ağırlamaktadır. Ülkemizin elma yetiştiriciliğinde üst sıralarında olan Niğde’nin yemeklerinde de sık sık elma kullanılmaktadır. Pirinçli elma dolması yöreye özgü lezzetlerden birisidir. Bunun dışında, Niğde usulü etli bamya, kabak musakka, ditme, tirit, papara, çılbır, mangır çorbası, oğma çorbası, arabaşı çorbası, mazaklı köftesi, ayva boranası, Niğde tava, söğürme, kaygana, burma tatlısı, zerde, kaymak tatlısı, halveter.. Niğde mutfağının örneklerindendir. Ayrıca gazozu ile ünlü şehre ziyaretinizde Niğde Gazozu almayı da unutmayın.
Niğde'ye yapacağınız seyahatler için en ucuz Niğde otobüs biletini Niğde Otobüs Firmaları Niğde Aydoğanlar Turizm, İnan Turizm sayfalarımız aracılığıyla online satın alabilirsiniz.